Londra’daki Central Saint Martins öğrencisi tarafından daha sürdürülebilir bir avokado alternatifi geliştirdi. Ecovado ile tanışın.
Ülkemiz mutfağında da sıklıkla yer almaya başlayan avokado, soslardan salatalara kadar geniş yelpazede kullanılan bir meyve. Ancak gittikçe artan popülaritesi avokadoyu, yetiştirildiği bölgelerdeki biyolojik çeşitlilik için bir tehdit haline getiriyor.
Üretimindeki yoğun su ihtiyacı ve monokültür tarzı dikim arazileri, avokado tarımı yapılan bölgelerdeki biyolojik çeşitliliğe zarar veriyor ve uzun vadeli toprak kayıplarına yol açıyor.
1 Avokado Üretmek İçin 320 Litre Su Kullanılıyor
Dünyada lider avokado üreticisi konumundaki Meksika’daki tarım alanlarından dünyanın dört bir yanına avokado ulaştırmak, meyvenin karbon ayak izi miktarını ciddi oranda artırıyor.
Avokado üretiminde kullanılan temiz su miktarı oldukça fazla.
1 avokado meyvesinin yetiştirilmesi ve nakliyatı için 320 litre temiz su kullanılıyor.
Karbon ayak izi açısından 1 avokado 1 kg muza denk geliyor.
Gezegen Dostu Avokado Alternatifi – Ecovado
University of the Arts London / Central Saint Martins tasarım öğrencisi Arina Shokouhi’nin geliştirdiği gezegen dostu avokado alternatifi ile tanışın – Ecovado 🙂
Avokado gibi Ecovado da soluk yeşil, kremsi ve oldukça sağlıklı bir alternatif ve çoğunlukla bakla, fındık, elma ve kolza yağı karışımından yapılıyor.
İngiliz pazarı için tasarlanan Ecovado’nun tüm malzemeleri İngiltere’de yetiştiriliyor ve bu sayede karbon ayak izi ciddi oranda azalıyor.
Shokouhi, tarifi geliştirmek için Nottingham Üniversitesi Gıda İnovasyon Merkezi’nden gıda bilimci Jack Wallman ile çalışmış.
Ecovado, yalnızca biyolojik olarak çözünebilen ve kompost yapılabilen bir alternatif değil. Aynı zamanda muma dönüştürülebilen doğal ve doğal renkli balmumundan yapılmış sahte bir kabuk ile çevrili. Ecovado’nun merkezinde ise çekirdek yerine büyük bir fındık bulunuyor.
‘Locavore’ Nedir?
Gıda üretimi süreçlerindeki karbon ayak izini azaltmanın en iyi yolu, daha az hayvansal ürün tüketmek ve öncelikle yerel üretilen gıdaları satın almaktan geçiyor.
Geçtiğimiz günlerde katıldığım bir söyleşide Sürdürülebilir Yaşam Aktivisti ve Beslenme ve Diyet Uzm. Dilara Koçak’tan ‘Locavore’ tabirini duydum ve BAYILDIM!
Locavore: Kendi yerel topluluğu veya bölgesinde yetiştirilen veya üretilen yiyecekleri yemeye kendini adamış kişi.
Locavore terim 2005 yılında şef Jessica Prentice tarafından icat edilmiş ve 2007’de Oxford tarafından ‘Yılın Kelimesi’ seçilmiş.
Çevirmenin Notu – Locavore’u dilimize çevirmek istersek sanırım ‘Yerelobur’ (daha önce kullanılmış Türkçe karşılık) veya ‘Lokalobur’ diyebiliriz.
Locavorelar evlerinden 100 mil (160 km) çaplık alan içerisinde ne üretiliyorsa onu yiyen, yerel pazarda ne satılıyorsa onu tüketen insanlar olarak tanımlanıyor.
Böylelikle hem lezzetli ve taze gıdaya erişim mümkün oluyor hem de bu gıda ürünlerinin karbon ayak izi ciddi ölçüde azaltılabiliyor.
Elbette yerel olmayan kahve, çay veya zeytinyağı gibi ürünler için istisna yapılıyor ancak temelde amaç yerel üreticiden alışveriş yapmak.
İlginizi çektiyse daha fazla araştırma yapabilmeniz için Jessica Prentice’in Oxford University Press’te yayınlanan makalesini okuyabilirsiniz.
21 Ağustos 2022, İstanbul
Gizem.
