Uluslararası Çevre Araştırmaları ve Halk Sağlığı Dergisi, evde bitki bakımının sağlığımız üzerindeki etkilerine dair 42 araştırmayı incelemiş.
Ev yeşillerinin ruh sağlığımıza iyi geldiği konusunda sanırım hepimiz hem fikiriz – Calathea’lar hariç (!) Kendisiyle yıldızımız barışmadığından onun negatif etki ihtimali daha yüksek bence. ŞAKA 🙂
Uluslararası Çevre Araştırmaları ve Halk Sağlığı Dergisi (International Journal of Environmental Research and Public Health) incelediği 42 araştırma sonucunda şu tespite ulaşmış: İç mekan bitkilerinin varlığı, fiziksel ve zihinsel sağlığımızı gözle görülür derecede iyileştiriyor.
Bitkilerin Olumlu Etkisi Hem Fiziksel Hem Zihinsel
Yapılan deneylerde katılımcılar iki gruba ayrılmış ve bitkilerin olduğu ve olmadığı odalarda bir dizi aktivite görevi verilmiş.
Bitkilerin olduğu odadaki katılımcılar, bitkisiz odadakilere göre daha iyi performans gösterirken fizyolojik stres seviyelerinin de düşük olduğu gözlemlenmiş. Bunun yanı sıra odaklanma, hatırlama gibi bilişsel görevlerde bitkili odadakilerin, diğer odadaki katılımcılara kıyasla daha başarılı olduğu tespit edilmiş.
Araştırmacılar deneyi biraz daha ileri götürmüş ve katılımcılara ellerini buzlu suya sokmaları görevi verilmiş. Bulunduğu odada bitkiler olan katılımcılarda sonuç: “Acı yok Rocky!” tadında 🙂
Bitkili odadaki katılımcıların fiziksel acıya dayanıklılığının daha yüksek olduğu kaydedilmiş.
Bu arada bitkilerin görüntüsünün de önemli bir rol oynadığına dair araştırma mevcut. İngiliz bilim insanları yuvarlak hatları olan ve yoğun yeşilliğe sahip bitkilerin daha olumlu etki yarattığı bulgusuna ulaşmış.
Araştırmalar iç veya dış mekan bahçeciliğinin zihinsel esneklik, sosyal bağlantılar gibi ciddi duygusal faydalar sağlayabildiğini ve geçmiş travmaların iyileşmesine yardımcı olabileceği öne sürüyor. Örneğin başka bir araştırma, bitkilerin kaygı ve depresyon belirtilerini azalttığını tespitinde bulunuyor.
Kendi deneyimimden yola çıkarak şunu ekleyebilirim: Bir zamanlar anksiyete sorunları yaşayan biri olarak kaygı ve stres düzeyimin büyük oranda azalmasını, gerçekten de bitkilere borçluyum. Calathea’lar hariç 🙂
04 Eylül 2022
Gizem Aydoğan, İstanbul
