Tatile Gidecekler İçin Bitki Bakımı Önerileri

Popüler

Yaz aylarında en sık karşılaştığım sorulardan biri “Tatile giderken bitkilerin kurumaması için neler yapabilirim?” 

Bir Ev Yeşili tatilde en çok şunu düşünür: Bütün yıl gözünün içine baktığım Pilea peperomioides ne durumda? Suda çoğaltma yaptığım Scindapsus pictus’umun su seviyesi acaba düştü mü? Ben sahilde keyifle güneşlenirken acaba hangi bitkim yaşamının son günlerini yaşıyor? Tanıdık geldiyse birkaç önerim olacak 🙂

Tatile Gidecekler İçin Bitki Bakımı Önerileri

#1 Tatil Çıkmadan Hemen Önce Sulama Yapın

Tatildeyken en büyük problemin susuzluk olduğunu düşünürüz. Bu nispeten doğru; özellikle de 1 haftadan daha uzun süreli bir tatile gidilecekse ve evde bakımını yaptığımız bitkiler sukulent türü değilse. Bu sebeple bitkileri sulamayı mümkünse son dakikaya bırakın. Tatil planları belirlendiği andan itibaren bitkilerimin sulama düzenini son dakika sulayabileceğim şekilde değiştiririm. Tarihleri biraz ileri geri kaydırarak son sulamayı tatile gideceğim sabah yapmaya özen gösteririm. Zira daha dün suladığınız bir bitkiyi hemen ertesi gün tatile giderken yeniden sulamak doğru olmaz. Ancak uzun süre susuz bırakıp son anda bolca sulamak da doğru değil. Normal seyrindeymiş gibi bir sulama yapmak istiyoruz. Sabah yola çıkmadan sulamanızı yapın ve “Ben yokken de yetsin” diye düşünerek bolca su dökmeyin. Her zaman ne kadar sulama yapıyorsanız o kadar su verin. Bitkilerin köklerinin oksijene ihtiyacı olduğunu unutmayın. Su içerisinde oturursa oksijensiz-anaerobik ortam oluşur ve kökler çürümeye başlar. Kök çürümesi maalesef en ciddi sorunlardan biri. Yani saksı içerisini suyla doldurup ihtiyacı kadar kullanır diyemeyiz.

Vücudunda su tutan sukulent özellikli bitkiler suyu zaten her zaman idareli kullanacağından ve vücutlarında su tuttuklarından onlar için endişelenmenize gerek yok. Asıl endişeleneceğiniz türler dikim materyalinin kurumasından hoşlanmayan eğreltiler, Alocasialar, Adiantum gibi türler. Yüksek nem isteyen türleri gruplamayı, pencereden uzaklaştırmayı, belki dibine minik suluklar saplamayı düşünebilirsiniz. Mutlaka fire verenler olacaktır; nihayetinde siz yokken gelip sulayacak biri yoksa doğal seleksiyon diyip geçiyoruz. 10 günden daha uzun sürecek tatil planlarında hele ki daha ziyade düzenli sulanma isteyen ve dibinin hafif nemli olmasını isteyen türleriniz varsa mutlaka birinden uğramasını rica edin.

#2 Tülleri Kapatın ve Işık Miktarını Azaltın

Bitkilerimiz fotosentez yaparken su, ışık ve karbondioksit kullanır. Fotosentez hızını düşürebilmek için ışık oranını düşürmeyi hedeflemeliyiz. Ben tatile çıkarken normalde açık tuttuğum tüllerimi kapatır, pencereye yakın mesafedeki bitkilerimi de uzaklaştırırım. Salonun diğer köşesinde karanlık bir yere koymaktan bahsetmiyorum. Amacım bitkinin fotosentez yapmaya devam etmesi, ani ve ciddi boyutta ışık değişimi yaratmamak ancak ışık oranını azaltarak fotosentez hızını dolayısıyla suyu kullanma hızını düşürmek. İnce tülleri mutlaka kapatın. Balkondaki bitkilerinizi de mümkünse kuytuya alın ki döndüğünüzde sağlıklı bulma ihtimaliniz artsın. Yakıcı güneş ve rüzgar etkisinden olabildiğince kurtarmak önemli.

#3 Beslemeyi Durdurun

Planlı tatillerden 1-2 hafta önce bitki besini vermeyi durdurmanızı öneririm. Yeni yaprak, sürgün, kök gelişimi demek daha fazla enerji kullanılacak demek. Dolayısıyla bitkinizi bazal metabolizmaya yakın bir hızda yaşatıp daha uzun süre dayanabilmesi için beslemeyi durdurmak elzem. Ben tatile gideceğim tarihten en az 1 ay önce beslemeyi durdururum. 

#4 Çiçekleri Budayın

Çiçek gelişimi bitkilerin enerji tüketimini artıran bir durum. Tatile gitmeden önce bitkilerimin üzerindeki çiçekleri budamaya gayret ederim ki enerjisini çiçeklere harcamak yerine koruyabildiği kadar korusun 🙂

Çiçeklerin yanı sıra hastalıklı, sararmaya başlamış veya yaprak zararlılarının istila ettiği bölümleri de mutlaka budayın.

#5  Havasızlık Ciddi Problem

Yaz tatilindeyken evin içerisi nasıl mı olur?  Sıcak, nemli ve serada günlerce oturduğunuzu düşünün. Sıcaklık gittikçe artar, sıcaklık arttıkça bitki durgunluk evresine girer. Çok sıcak aylarda bitkilerde gelişme durgunluğunun sebebi de budur. Kışın uyku yani kendini koruma moduna geçmeleri gibi yüksek sıcaklıklarda yazın da aynı şekilde kendilerini korumaya çalışırlar. Tatile giderken minik bir pencereyi açık bırakmaya gayret edin. İçerisi havasız, gittikçe ısınan bir ortam haline gelmesin. Evinizi sulamaya gelecek bir arkadaşınız varsa da geldiğinde mutlaka evi havalandırmasını rica edin. 

Havasızlık ve ısınan hava, ortam neminin de artmasına neden olur. Nem, bitkinin ihtiyaç duyacağı seviyenin üzerine çıktığında küflenme, ödem ve çürüme söz konusu olabilir. Mantari ve bakteriyel hastalıkların en sevdiği ortam da havasız yüksek nemli ortamdır. 

Yaşadığınız bölgenin nem oranı düşük ise suda köklendirme yaptığınız kavanozlar, ıslak bezler, sulama kapları içerisinde su bırakmak gibi siz yokken ortam nemini artıracak önlemlere başvurabilirsiniz.

Bitkileri ihtiyaçlarına göre bir araya toplayın ki mikroklima yaratabilsinler. Sukulent türü vücudunda su tutan türler yüksek nem seviyelerini istemez ve sevmez. Bu sebeple tropik türleri sukulentler ile birlikte gruplamayın. Düşük nem isteyen bu türleri evin daha havadar bölümüne yerleştirebilirsiniz. 

#6 Terracotta Saksıları Plastik Üretim Saksıları İle Değiştirin

Sırsız terracotta/çömlek saksılar bitki bakımında en sevdiğimiz saksılar arasında. Hem doğal bir materyal hem de özellikle fazla sulamaya meyilliyseniz tam bir kurtarıcı. Lakin fazla suyu emerek uzaklaştırması sıcak bölgelerde ve/veya sıcak hava şartlarında dezavantaj da olabiliyor. Toprak karışımının nemli olmasından hoşlanan türleri çömlek saksılarda bakarken sulama sıklığınızı artırmanız gerekebiliyor. Yazlıkta baktığım bitkileri – sukulent türleri hariç- terracotta saksılarda konumlandırmamamın en önemli nedeni su sarfiyatının artması. Aynı şey biz evde yokken geçen günlerde de geçerli. Suyu emerek toprak karışımının daha hızlı kurumasına yol açacağından, benim önerim,  ufukta uzun süreli tatil söz konusuysa riskli türleri plastik üretim saksılarına almanız yönünde olacak. 

#7 Çoğaltma Yapın

Tatil planlarına paralel yaptığım bir iş varsa o da çoğaltma yapmaktır. Özellikle gelişimine tam güvenemediğim, acaba başına bir şey gelir mi diye endişelendiğim türleri derhal çoğaltmaya başlarım ki anneye bir şey olursa çeliklerden en azından birini kurtarabileyim. Yanımda çelik götürdüğüm de olur bazen nadir türlerde 🙂 Ev Yeşili olmak bunu gerektirir 😀

#8 Suda Köklendirme Yaptığınız Çelikleri Kil Bilyesine Geçirin

Suda köklendirme yaptığınız bitkilerinizi tatile çıkmadan önce kil bilyesine veya toprak karışımına almanızda fayda var. Özellikle kök gelişimi kılcal kökler şeklinde devam eden ve su seviyesinin azalmasından hiç hoşlanmayacak sardunyalar, Marantalar, begonyalar, Pilea’lar mutlaka kil bilyesine veya toprak karışımına alınmalı. Ben bu aşamada kil bilyesini tercih ediyorum zira toprak karışımına aldığımda suda köklendirdiğim çeliklerin ilk birkaç hafta biraz daha fazla nemli karışım yani daha sık sulama istediğini biliyorum. Kil bilyesi ise hem ortamdaki suyun bir miktarını emer ve gerektiğinde verecek şekilde çalışır hem de bitkilerimin köklerinin tutunma ihtiyacını karşılarken güçlenmelerine yardımcı olur.

#9 Zararlı Kontrolü Önemli

Tatile giderken en çok unutulan şeylerden biri de zararlı kontrolü. Tek bir bitkinizdeki kırmızı örümceklerin 10 gün sonra döndüğünüzde diğerlerini de istila etmiş olmasını istemezsiniz. Nemi artırayım diye gruplandırma yaparken yaprak zararlılarına parti ortamı yaratmanız muhtemel. Hastalıklı bir bitkiniz varsa mutlaka son tedaviyi uygulayın, budayabileceğiniz bölümleri budayın ve hastalıklı bitkiyi asla diğerinin yanında konumlandırmayın. O biraz yalnız takılsın 🙂

İlgili: Yaprak zararlıları ile mücadele

#10 Ekstra önlemler

Bir kaseye su doldurup içinden sarkıtacağınız pamuklu bir ipi, susuzluğa dayanamayacak bitkilerin saksısının içerisine sokmayı deneyebilirsiniz. Banyonuzda pencere varsa ki yurdumun müteahhitleri banyoda bildiğimiz anlamda bir pencereden pek hoşlanmıyor; küvetin dibine havlu serip ıslatarak üzerine bitkileri oturtabilir ve ihtiyaç duyacakları nemi ve suyu sağlayabilirsiniz. Ancak suda yüzdürmekten bahsetmiyoruz 🙂 Büyük saksılı bitkilerin toprak karışımının üzerini, malçlamanın su tasarrufu sağlaması özelliğinden faydalanarak çam ağacı kabukları, kil bilyesi veya lav taşı ile örtebilirsiniz. Isınan havanın yükseldiğini, dolayısıyla tavana asılı veya raflardaki bitkilerinizin toprak karışımının daha hızlı kuruyacağını da unutmayın. Tatile giderken yüksek raflardaki ve askıdaki bitkileri yere indirin. 

Gizem Aydoğan

Ürün önerilerime Instagram @evyesili hesabımda profildeki Faydalı Linkler sekmesinden listeler halinde ulaşabilirsiniz 🍀👇🏻

🍃 https://www.instagram.com/evyesili/

🍃 https://evyesili.com/

🍃 https://www.facebook.com/pg/evyesili/

🍃 https://www.gizemaydogan.com/

- reklam -
- reklam -

Son Yazılar

- reklam -

Önerilenler

- reklam -